GENEL BAŞKANIMIZ VE GENEL SEKRETERİMİZ KOOP-İŞ GENEL KURULU'NA KATILDI

Genel Başkanımız Yakup Akkaya ve Genel Sekreterimiz Savaş Nigar, Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikası’nın 18. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.
 
4-5 Ağustos 2014 tarihleri arasında Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde gerçekleştirilen Genel Kurulda konuşma yapan Genel Başkanımız, iş cinayetleri, taşeron köleliği, sendikal hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar ve çocuk ölümleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
 
Akkaya konuşmasında, Soma’da yaşanan iş cinayetinde ölen işçileri anarak, bunun bir kaza değil, katliam olduğuna dikkat çekti. Ayrıca balık istifi araçlarda trafik kazaları sonucu yaşamını yitiren mevsimlik işçilerin, naylon çadırlarda yanan inşaat işçilerinin ve 25 liralık gaz ölçüm cihazı alınmadığı için yerin yedi kat altında can veren maden işçilerinin aşırı kâr hırsına kurban edildiklerini söyledi.
 
" Yeni Türkiye dedikleri işçi ve emekçilerin her gün öldüğü, yoksullaştığı, haklarının tırpanlandığı bir Türkiye…”  diyen Akkaya,  AKP iktidarı döneminde işçi ve emekçilerin hak ve özgürlüklerinin geriye götürüldüğünü, yasaklanan grevlerle işçilerin örgütlenme ve toplu pazarlık haklarına yönelik saldırıların yoğunlaştığını belirtti.
 
Akkaya taşeron çalışma konusunda, işçiler için bir cehennem patronlar için bir cennet olan sistemin; güvencesiz, sendikasız, sağlıksız, düşük ücretli, kısaca insan onuruna yakışmayan bir çalışma yaşamını beraberinde getirdiğini ifade etti.
 
Genel Başkanımız, sendikalara da seslenerek "Sendikaların üyelerinin hak ve çıkarlarını korumanın ötesinde halka karşı sorumlulukları vardır. Bunlardan birisi de örgütlü bir toplum yaratmak, demokrasinin korunması ve geliştirilmesi için çaba harcamaktır. Çünkü demokrasi korunmazsa hak ve özgürlüklerden bahsetmenin hiçbir anlamı olmaz. Örgütlü toplum demek sadece kendi çıkarları için ses çıkaran toplum demek değildir. Bir ülkede çocuklar, gençler öldürülürken susan, konuşmayan örgütlerin olduğu yerde örgütlü toplumdan söz edilemez. Bu toplumun temel sorunları konusunda konuşmayanlar, susanlar, yaşanan suça ortak olmuş demektir. Sendikalar demokrasi için hukuk devleti için en çok mücadele etmesi gereken örgütlerdir. Bu örgütler susarsa, günü birlik çıkarları uğruna temel değerlerin, demokrasinin katledilişi konusunda suskun kalırlarsa işte o zaman korkmalıyız.” dedi.
 
Son olarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Akkaya, toplumu, dini inancına göre ayrıştıran, etnik kimliğine göre yargılayan, "Alevisin, Zazasın, Mısırlısın” şeklinde bölen, mezhepçi bir zihniyet yerine, halkoyuyla seçilecek ilk cumhurbaşkanının, halkın farklı renklerini barındıran uzlaştırıcı bir kişi olması gerektiğini vurguladı.

Son 10 Sendikamızdan Haberler