Türkiye'de Yaşlı Olmak Zor

Ülkemizde yaşlı nüfus  tanımlaması 65 yaş ve  üzeri olarak tanımlanmaktadır. Bunun için artan nüfusa paralel olarak sağlık alanında yapılan düzenlemelerle birlikte ölüm oranında düşme ,yaşam kalitesi gösterilmektedir.

65 yaş skalası ele alınarak yaşlılık aylıkları bağlanması da öngörülmektedir.Kent ve kırsal yaşam endekslendiğinde , çocuk yaşlarda ölümleri de dikkate aldığımızda sağlık alanında  hızla bazı iyileştirmeleri bölgesel anlamda gerçekleştiremediğimizde görmekteyiz.

Buna rağmen son yıllarda Sağlık Alanında basamaklandırma sistemi uygulamasına gidilmiştir. Koruyucu hekimlik Aile Hekimliklerine emanet edilerek ,sağlıkta sevk zinciri oluşturulmuştur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bünyesinde Yaşlılarla ilgilenecek bir Genel Müdürlük hayata geçirilmiş , görev dağılımları yapılmıştır. İşbaşında olanlar Sosyal Devlet Kavramına yaklaşımda bulunsa da Ülkemize tam manasıyla Sosyal Devlet politikası yerleşmemiştir.

Devlet kendini sosyal devlet olarak tanımlıyorsa;
  • Çalışma,
  • Adil ücret,
  • Sosyal güvenlik,
  • Konut,
  • Sağlık,
  • Eğitim konularında olmak üzere bazı hakları tüm vatandaşlarına
sağlamalı, vatandaşlarının asgari ihtiyaçlarına ulaşmasının önündeki engelleri ortadan kaldırmak durumundadır.

Türkiye’de oysa halen yaşlılık kavramı 55yaş  ve üzeri algılanıyorsa çalışma hayatından ve onun türevleri olan maaş,sağlık,sosyal güvenlik haklarından yoksun kalıyorsunuz.

Ülkemizde 08/09/1999 Sosyal Güvenlik reformunun ilk halkası ile birlikte yaşlılık 62 yaşına kadar endekslenmiştir.

01/10/2008 yılından itibaren bu süre kademeli olarak 65 yaşına kadar yükselecektir.

Reform öncesi 50 yaş olan erken yaşlılık nedeni 55 yaşına kadar çıkarılmıştır.

ANAYASA YAŞLILARIN GÖZETİMİNİ EMREDER
Anayasanın 61. maddesine göre, "Yaşlılar devletçe korunur. Yaşlılara devlet yardımı ve
sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir” Yaşlı kesim, devlet tarafından
korunma hakkı yanında, insan onuruna yakışır ve yaşlarının getirdiği bazı farklılıklara uyan
bir hayata sahip olabilmeleri için sosyal haklarla buluşturulmalıdırlar.

Oysa tamamen olmasa da kısmen anayasanın görüşleri doğrultusunda düzenlemelere yer verilmiştir.

Ülkemizde yaşlı kişilerin travma yaşadığı konular;
  • Düşük yaşam standartları,
  • Yoksulluk,
  • Düşük Gelir,
  • Sosyal Güvenlik Kurumlarında yaşanan değişiklikler(Sağlık Uygulama Alanında yapılan düzenlemeler,Farklar)
  • Uygun yapılmayan konutlar,
  • Çevre ve ulaşım gibi faktörleri sayabiliriz.

FARKLI AYLIK ÇİLESİ:
SSK,BAĞ-KUR,EMEKLİ SANDIĞI  emeklileri farklı aylık almalarından dolayı emeklilerin gelir dağılımlarında farklılıklar yaşanmaktadır.
Genele baktığımızda SSK aylıkları 800-1500 TL arasında ,Bağ-Kur 600-1200 TL arasında,Emekli Sandığı 1300-2000 TL aralığında seyretmektedir.
Bu da geçtiğimiz yıllarda yapılan kısıtlı SSK intibakının diğer sigortalılar içinde beklenmesine rağmen çalışmalar bir başka bahara kalmıştır.
Bu farklı aylık uygulamasından dolayı yaşlılık aylığı alanların yaşam standartlarını da etkilenmesine neden olmaktadır.
Ülkemizde yaşlılık aylığı kişiyi endekslendiği için onun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde diye düşünülmektedir.
Yaşlı kesimin bir ailesi olduğunda bu aylığın yaşam standardından  uzak olup, ikinci işte çalışma çilesine itmektedir.
Her insanın, insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürebilmesi için ekonomik gelire
sahip olması gerekmektedir. Bu ekonomik gelir, yaşlı kesimde, aktif çalışma yaşamının sona ermesi nedeniyle emekli maaşları şeklinde sağlanmaktadır.
Sosyal haklar bağlamında ele alınacak konu, yaşlıların da, adil bir gelire sahip olması konusudur. Gerek emeklilik maaşı gerekse yaşlı aylığı şeklinde sunulan gelirin, yaşlı nüfusun yaşam standartlarını karşılayan ve sürekli gelir olması önemlidir.
Her ay açıklanan yoksulluk sınırlarına baktığımızda emekli aylığı bakımından yaşlılarımızın bu yoksulluk sınırında olduklarını görmekteyiz.
 
ÇALIŞAN YAŞLIDAN SGDP ALINIR ,YAŞLIYA FAYDASI OLMAZ
5510 Sayılı Kanunun öncesinde emekli olanlar çalışmaları halinde SGDP öderler.
Hizmet akdi ile çalışanlar Kamu hariç emekli aylıkları kesilmez , her ay ücret bordrolarından işçi  SGDP katkı payı kesilir.
Kendilerine ait işyeri çalıştırmaları halinde emekli aylıklarından azalma olacaktır.
SGDP adı verdiğimiz bu kesintiler emekli aylıklarına bir katkı sağlamaz.
Konuyla ilgili de emekli çalışanların lehine bir düzenlemeye gidilmemiştir.
Özellikle kendi işyerlerini emekli olup kapatmayan ,ülke ekonomisine can verenler cezalandırılarak her ay emekli aylıklarından %15 oranında SGDP kesilmeye mahkum edilmiştir.

SAĞLIKTA KATKI PAYLARI YAŞLININ GELİRİNİ AZALTIYOR
Sağlıkta global bütçe anlayışı ile birlikte yaşlılar her ay emekli aylıklarını aldıklarında katkı payları karşısında şaşkınlıklarını gizliyemiyorlar.
Katılım payı olarak %10 pay ödemekteler.65 Yaş ve üzerinde olanlarda alınmaması gerekir.
Oysa düşük emekli aylıkları ile SUT yapılan son değişiklikler ile fark ücretlerini ödemeye yaşlıların güçleri yetmemektedir.
Özel hastanelerde %200 varan katkı payı ödemek gibi dayatmalarla birlikte emekli aylıklarını tüketici kredilerine feda etmektedirler.
Piyasalaşan sağlık uygulamaları sosyal devlet anlayışından uzaklaşarak yaşlılarda fakirleşmeye yol açmaktadır.

HUZUREVİ ÜCRETLERİ PAHALI
Yaşlılar tercih etmeleri halinde kamu veya özel huzurevlerinde hizmet alabilir.Bu hizmetler aslında baktığımızda düşük emekli aylıkları karşısında yüksek bir seyir çizmektedir.

EVDE BAKIM HİZMETLERİ GELİŞTİRİLMELİDİR
Yaşlıların aile sıcaklığı ortamında bakılması ile ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından projeler üretilmelidir.
Belediyeler ile işbirliğine gidilerek ,aile hekimlerinden destek alınarak mahalle mahalle yaşlılık haritaları çıkarılarak bakıma muhtaç ,yalnız yaşayan yaşlılara başta sağlık olmak üzere sosyal yardım ağları genişletilmelidir.
Rutin yaşlı bakım kontrolleri yapılarak ağırlaşan tablolar en yakın sağlık yada bakım merkezlerine ulaştırılması gerekir.

2022 AYLIĞI ARTIRILMALI
Primsiz ödemeler kapsamında 65 yaşını dolduran yaşlı vatandaşlara verilen 3 aylık yaşlılık aylıkları en azından geçim standartlarına uygun hale getirilmelidir.
Bunu da yaparken yıllarca prim ödeyenleri de küstürmeyecek bir boyutta olmalıdır.

BAKIM EVLERİNDE YADA AİLELERİN DE ŞİDDET MAĞDURU OLAN YAŞLILAR KORUMA ALTINA ALINMALI
Yaşlı nüfus gerek kurumlar kapsamında gerekse kendi aileleri içerisinde şiddet/ istismara
da maruz kalmaktadır. Kurumlarda bakım alan bazı yaşlıların hem fiziki şiddete tabii kaldıkları
hem de sözlü istismarla karşılaştıkları, bilinen bir gerçektir. Aile içerisinde de yaşlıların, diğer
aile üyelerinden fiziksel şiddetin yanı sıra ekonomik istismar yada  tacize uğradıkları yine araştırmalara  eklenmektedir. Yaşlı anne babanın, emekli maaşlarının ellerinden alınması ya da sözlü tacize maruz kalmaları, yaşlı hakları ihlaline en güzel örneklerdir.
 
Unutmayalım,
Kanunları hazırlayanlar bugünlerde her ne kadar genç olsa da ,varlıklı bulunsa da gelecek günlerde yaşlanacaklar bu tabloyu değiştirme adına ülke gerçeklerinden hareket ederek AB standartlarında yaşlı nüfusa yönelik politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.
 
Ülkemiz yaşlısı da 65 yaşında olduğunda gelecek kaygısından uzak ikinci baharını yaşamalıdır.
Bundan dolayı yaşlılarımızı da  görmezden gelemeyiz.
 
VEDAT İLKİ
 
Kaynak: http://www.alitezel.com 24.03.2014
Son 10 Sosyal güvenlik