Yasa Kadın İşçileri Yok Sayıyor

Sendika uzmanı Necla Akgökçe, Türkiye’de işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin yasa ve yönetmeliklerin toplumsal cinsiyete duyarlı olmadığını, erkek işçileri merkezine aldığını belirtti.
Farklı sektörlerden kadın işçiler, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kadın Meclisi’nin düzenlediği 2’nci Kadın Çalıştayı’nda buluştu. Sendika temsilcileri, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve hukukçuların da katıldığı çalıştayda, kadın işçilerin işçi sağlığı ve güvenliği konusunda yaşadıkları sorunlar ve çözüm yolları ele alındı.
Çerkezköy Halk Eğitim Merkezi’nde önceki gün düzenlenen çalıştay, Çerkezköy’de 14 Eylül 2013’te iş cinayeti sonucu yaşamını yitiren Satiye Gür’e atfedildi.
İSİG Meclisi’nden Sevda Karaca, çalıştayın öncesinde Çorlu, Tuzla ve İstanbul’da kadın işçilerle gerçekleştirilen atölyelerin bulgularını paylaştı. Karaca, kadın işçilerin yaptıkları işten kaynaklı ciddi sağlık sorunları yaşadığını; uzun mesai saatleri, mobbing, aşağılama, taciz ve şiddetin kadın işçiler için çok ‘sıradan’ hale geldiğini belirtti.
Çalıştayın ilk oturumunda konuşan işyeri hekimi Filiz Ayla, 20 yıldır çalıştığını, ancak yeni iş sağlığı ve güvenliği yasasına tahammül edemeyerek emekli olduğunu söyledi. Meslek hastalıklarının Türkiye’de tanımlanmadığını ifade eden Ayla, "Türkiye’de resmi kayıtlara göre yılda 150-200 meslek hastalığı saptanıyor. Halbuki bu rakamın 10 binlerin üzerinde olması gerekir, ancak kayıt altına alınmıyor” dedi.
Kadın işçilerin kendi hayatlarına sahip çıkması gerektiğini belirten Ayla, "İşsiz kalma vb. pek çok endişeye karşın, bir araya gelmek ve dayanışmak önemli. Bu düzen, bizim kabul edişlerimizle ilerliyor. Sendikalara da bu konuda büyük görev düşüyor” diye konuştu.
Sendikal Güç Birliği Kadın Koordinasyonu’ndan Necla Akgökçe ise mevcut geleneksel iş sağlığı ve güvenliği yasalarının cinsiyete duyarlı olmadığına dikkat çekti. Mesleki risklerin ve hastalıkların kadın ve erkek tüm işçiler için aynı olmadığını söyleyen Akgökçe, "Kadınların evde çalışmaları, işyerindeki sağlıklarını da olumsuz etkiliyor. Örneğin bir kadın işçi günde 5 saat ayakta durmaktan ötürü damar hastalığı yaşıyorsa, o işçiye evde ne kadar ayakta durduğunu da sormak gerekiyor. Bu mesele gözden kaçıyor” dedi.
 
Kaynak: Birgün Gazetesi
Son 10 Emeğin Gündemi